10° Kapalı

Halil İbrahim Sezer: İyilik Her İnsanı İyileştirmez

YAZARLAR - Ocak 5, 2024 19:43 A A

İYİLİK HER İNSANI İYİLEŞTİRMEZ

“Mütevazılık falan hiçbir zaman gerçek bir üst değer olmamıştır bizde,

Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız,

Saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz” diyor

Nuri Bilge…

İyi niyetin ve samimiyetin bizim toplumumuz kadar hor görüldüğü, yanlış anlaşıldığı başka bir toplum daha var mıdır bilemiyorum. Herkese iyi olmaya, adil olmaya çalışarak saygınlık ve sevgi kazanmanız mümkün olmuyor. Aksine her iyi niyet diğerinin gözünde senden bir şeyler eksiltiyor. Senin iyi niyetin ezildiği gibi seni hor görmesine de neden olup zayıflık ve acizlik olarak algılanıyor.

“İyilik yapma, görevin olur” demiş büyükler…

İyi niyetle yapılan her şey vasat insanlar tarafından suistimale açıktır bizde…

Hele ki bu bedavaya sunulan hizmetse…

Yaptığınız hiçbir şeyin değeri ve kıymeti yoktur. Kendinizden verdiğiniz ödün kendinize zarar olarak döner.

İyilik her zaman iyilik değildir yani…

İyiliğin iyilik olması için karşıdaki kişinin bunu anlayabilecek alt yapısının olması gerekir. Sizin verdiğiniz öz verinin ve değerin takdirine açık değilse, değer nankörlük olarak karşınıza dikilir…

Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiir nedeniyle Çar tarafından Sibirya’da hapse mahkum edilir. Hapis cezasını bitirdikten sonra anılarını kaleme aldığı “Ölüler Evinden Anılar” adlı kitabı yazar. Dostoyevski, hapishane hayatından önce insanları tanıdığını düşündüğünü, ama yanıldığını ancak hapis yıllarında anladığını belirtir. “Kara Halk” olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra, insanları çözümlemeye ve iç dünyalarının derinliklerine inmeye başlar. Pavlow ‘un köpeği deneyi misali, hapishanedeki bir köpeğin, yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşamayı dener. Köpek şaşkın şaşkın ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan kaçar.

Bu bize kimi insanlarında iyiliği ve şefkati gördüğünde ona uyum sağlamakta zorlanacağını gösterir.

“Ruhu köleleştirilmiş bu köpek bir sevgi açıdır. Bu durum insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara uğramış sevgi açları iyi bir davranışla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemezler. Bazen kötü davrandığınız insanlar size tapar, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder. Böyle insanların gözünde onları aşağılamanız onlar için bir beklentidir. Sizi gözlerinde yüceltirler. Eşit ve iyi davrandığınızda ise onların gözündeki değeriniz birdenbire düşer” der…

 

Toplum içinde birçok insan Dostoyevski’nin köpeğindeki anlatımı gibidir. Yani iyilik, sevgi, ilgi gibi olumlu duygulara olumlu karşılık vermeyi beceremezler. Hatta iyi bir muameleyle karşılaşmak onu daha kötü yapar. Sevdikçe nankörlerşen, değer verdikçe hadsizleşen, tahammül ettikçe çirkefleşen, güvendikçe yanıltan, çabaladıkça vefasızlaşan insanlarla doludur biz toplumumuz.. O nedenle herkese eşit davranış, eşit muamele hayal kırıklığı yaratır. Kendinize göre gayet insani yaklaşımınız, ortalama bir iyilik anlaşışınız bile, bunu anlamaz insanlar için kötüye kullanıma sebeptir. Hatta senin iyi niyetini referans göstererek arkandan tonla iş çevirir…

İyilik pragmatik beklentiler için yapılmaz o ayrı bir konu.

İyilik, toplumsal normlarda, gelenek-göreneklerde ve tüm din kitaplarında, insanlığın edinmesi gereken doğru bir vasfı olarak öğretilse de iyi olmanın bu kadar kötüye kullanıldığı bir dönemde iyiler genelde takdir değil sorun yaşarlar. Yani kimse yüceltmez iyi olanı… Siz kendinizi sıkıntıya sokacak biçimde birisine yardım için uğraşsanız bile o kişi bunu zayıflık olarak görüp en kıza zamanda size dirsek çevirmekten hicap duymaz.

Hak ettiği kadar, gerektiği kadar ve en önemlisi de takdir edildiğini kadar iyi niyetli olmak elzemdir… Çünkü sömürücü ve kullanıcı olanlar, iyilik yapan insanın iyiliklerini bir süre sonra iyilikten çok “olması gereken, sıradan, rutin” olarak görürler. O nedenle iyilikbilmez birine elinizi verirseniz, kolunuzu koparabilirler.

Özetle iyilik her insanı iyileştirmez, çoğunu biraz daha nankör yapar, kime ne verdiğinize dikkat etmeniz dileğiyle…

Selametler

Halil İbrahim Sezer

 

 

 

 

YAZARLAR - 19:43 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.

HABER LİSTESİ

  • 01
    Fatih Kaplan: Erbaa’dan Çeçenistan’a Giden Altın Bileziğin Öyküsü
    Dudayev’e Erbaa’dan Giden Altın Bileziğin Öyküsü Çeçenistan’nın bağımsızlık mücadelesi verdiği yıllardır ve dünyanın her tarafından yardımlar ulaştırılmaya çalışılır. O günlerde Erbaa’da bir yardım kampanyası düzenlenmek istenir, öncülüğünü Erbaa Radyo Televizyonu ve onun sahibi olan Hasan Ergöçmen’nin yaptığı bir organizasyon teşkil edilir. Fakat devlet olarak Rusya ile olan ilişkilerimizden dolayı Çeçenistan adına kampanya düzenlemek imkansızdır. Çare […]
  • 02
    Tokat Valisi Numan Hatipoğlu Erbaa Organize Sanayii Bölgesiyle İlgili Bir Basın Açıklaması Yaptı
    Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, bugün Erbaa’da ilçede görev yapan basın mensuplarıyla bir basın toplantısı düzenledi ve son günlerde bazı sosyal medya hesapları üzerinden yapılan açıklamalara dair basın mensuplarına bilgi vererek konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. Hatipoğlu’nun basın açıklamasında, Erbaa Kaymakamı İsmail Altan Demirayak, Erbaa Organize Sanayii Bölgesi başkanı S. Selçuk Barsbay ve Erbaa Belediye Başkanı […]
  • 03
    Fatih Kaplan: İki Başarılı Devlet Adamımız Varolsunlar
    İki Başarılı Devlet Adamı Bugün ki köşe yazımı şehrimize hizmet için atanmış iki Devlet adamımıza ayırmak istedim. İlki Tokat Valisi Numan Hatipoğlu. Sayın valimizi göreve geldiği günden bugüne değişik demografik ve sosyolojik yapıdaki şehrimizin hemen hemen her noktasında gece gündüz demeden hizmet etme gayretinde görüyoruz. Ülkemiz ve milletimiz yakın dönemde zor sınavlardan geçti ve bunların […]
  • 04
    Solaklı’da Bir İlk: Kadın Başkan Seçildi
    SOLAKLI’DA BİR İLK: KADIN BAŞKAN SEÇİLDİ   Trabzon’da üç mahalleyi bir araya getiren, Kurucu Başkan Nizamettin Bilici’nin aday olmadığı Karaçam Uzuntarla Köknar Eğitim ve Yenilik Derneği (KUKDER) 1. Genel Kurulunda Bahar Şeker, Dernek Başkanı olarak seçildi. Divan başkanlığını Nizamettin Bilici’nin yaptığı genel kurulda, Bahar şeker ve Dursun Ali Kabaoğlu üye, Ercan Dursun katip üye olarak […]
  • 05
    Eray Koral’dan Vatandaşa Bayramda Yerel Esnaftan Alışveriş Çağrısı
    Erbaa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eray Koral yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Ahilik kültürünü ve “Hakka hizmet, halka hizmet” anlayışını benimseyen her bir esnaf ve Sanatkarımız, başı Rahmet, ortası Mağfiret sonu Cehennem azabından kurtuluş olan On Bir Ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif geride bırakmaya hazırlanıyoruz. Ramazan ayı boyunca vatandaşlarımıza en güzel […]